بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَٰٓأَيُّهَا ٱلْإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَٰقِيهِ ٦

Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın.

– Diyanet İşleri

فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ ٧

Kime kitabı sağından verilirse,

– Diyanet İşleri

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا ٨

Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek,

– Diyanet İşleri

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ٩

Sevinçli olarak ailesine dönecektir.

– Diyanet İşleri

وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهْرِهِۦ ١٠

Fakat kime kitabı arkasından verilirse,

– Diyanet İşleri

فَسَوْفَ يَدْعُواْ ثُبُورًا ١١

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا ١٢

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ١٣

Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ١٤

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

– Diyanet İşleri

بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًا ١٥

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.

– Diyanet İşleri

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلشَّفَقِ ١٦

Yemin ederim şafağa,

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu